ISSN 1305-5550 | e-ISSN 2548-0669
Göğüs-Kalp-Damar Anestezi ve Yoğun Bakım Derneği Dergisi - GKD Anest Yoğ Bak Dern Derg: 21 (3)
Cilt: 21  Sayı: 3 - 2015
DERLEME
1.
Noninvaziv Mekanik Ventilasyon
Noninvasive mechanical ventilation
Nedim Çekmen, Emine Kuruca Özdemir
doi: 10.5222/GKDAD.2015.129  Sayfalar 129 - 133 (1258 kere görüntülendi)
Noninvaziv mekanik ventilasyon, invaziv havayolu kullanılmaksızın mekanik ventilatör desteği verilmesidir. Akut ve kronik solunum yetersizliklerinde noninvaziv mekanik ventilasyon giderek artan oranda kullanılmaktadır. Bu yöntem için en güçlü adaylar havayolu refleksleri korunmuş, iletişim kurulabilen ve tıbbı açıdan stabil olan hastalardır. Noninvaziv mekanik ventilasyonun amaçlarının anlaşılması, cihazdan yarar görebilecek hastaların belirlenmesi önemlidir. Derlememizde, noninvaziv mekanik ventilasyonun klinik kullanım alanları, mekanizması, etkinliği literatür eşliğinde sunulmuştur.
Noninvasive mechanical ventilation, referring to the provision of mechanical ventilatory assistance without the need for an invasive airway. Noninvasive mechanical ventilation has been used increasingly to treat acute and chronic respiratory failure. The best candidates for noninvasive ventilation are the medically stable and cooperative patients with intact airway reflexes. Understanding of the aims of noninvasive mechanical ventilation is important for determining the patients who can take benefit from device. In this review, the clinical use of mechanism and efficiency of noninvasive mechanical ventilation is summarized by literatures.

DENEYSEL ÇALIŞMA
2.
Karotis Endarterektomi Geçiren Olgularda Genel Anestezi Ve Rejyonal Anestezi Yöntemlerinin Perioperatif Komplikasyonlar Açısından Karşılaştırılması
Comparison of General Anesthesia and Regional Anestesia on Carotis Endarterectomy Operation Patients in terms of Their Perioperative Complications
Volkan Kuru, Murat Aksun, Nagihan Karahan, Senem Girgin, Atilla Şencan, Birzat Emre Gölboyu, Gülçin Aran, Orhan Gökalp, Hasan Fatih Tanyeli, Ali Gürbüz
Sayfalar 134 - 141 (1282 kere görüntülendi)
GİRİŞ ve AMAÇ: Karotis endarterektomi (KEA) ameliyatlarında, genel anestezi ve rejyonal anestezi (servikal blok) yöntemlerinin intraoperatif ve postoperatif veriler açısından karşılaştırılması.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Ocak 2010 - Temmuz 2012 tarihleri arasında elektif olarak genel ve rejyonal anestezi altında KEA operasyonu uygulanan 64 hastaya ait veriler retrospektif olarak incelendi.
BULGULAR: Çalışmaya dahil edilen 64 hastanın % 43.75’ i (n=28) genel anestezi ile % 56.25’ i (n=36) rejyonal anestezi ile opere olduğu saptandı. Karotis klempi kalkması sonrası ortalama arteriyel basınç (OAB) değerleri ile operasyon sonu OAB değerleri, rejyonal anestezi altında opere olanlarda genel anestezi altında opere olanlara göre anlamlı olarak yüksekti. Her iki grupta klemp açıldıktan sonra bilateral serebral oksimetri değerlerinin yükselmesi istatiksel olarak anlamlı bulundu. Klemp açıldıktan sonra ve operasyon sonu sol serebral oksimetri değerleri rejyonal anestezi ile opere olan hastalarda genel anestezi ile opere olan hastalardan daha yüksek bulundu. Operasyon sırasında komplikasyon gelişimi, operasyon süreleri ve kros-klemp sürelerine bakıldığında her iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark yoktu. Postoperatif komplikasyon gelişimi, genel anestezi ile opere edilen hastalarda rejyonal anestezi ile opere edilen hastalardan yüksek bulundu (p=0.04). Operasyon sonrası hastaların hastanede kalış süreleri açısından her iki grup arasında fark bulunmamışken, yoğun bakım takip süreleri karşılaştırıldığında rejyonal anestezi ile opere olan hastaların daha kısa süre yoğun bakım takibi gerektiği saptandı.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Çalışmamızda, postoperatif komplikasyon oranının, yoğun bakımda kalış süresinin ve mortalite oranının daha az olması yanısıra hastanın uyanık olması sebebiyle intraoperatif nörolojik komplikasyonların daha iyi değerlendirilebilmesi; rejyonal anestezi yönteminin KEA operasyonlarında tercih edilebilecek bir yöntem olduğunu göstermektedir.
INTRODUCTION: Comparison of general anesthesia and regional anesthesia (cervical block) in terms of their postoperative and intraoperative outcomes in carotis endarterectomy (CEA) surgical operations
METHODS: The results of 64 patients performed elective CEA surgery under general and regional anesthesia between January, 2010 and July, 2012 were retrospectively evaulated.
RESULTS: Of all the 64 patients involved in the study, 43.75 % (n=28) of them were operated under general enesthesia and 56.25% (n=36) under regional anesthesia.
Mean arterial pressure values after carotis declamping and arterial pressure values after the operation were higher in the regional anesthesia group compared to the patients having underone general anesthesia.
There was also a significant increase in the serebral oxymetry values (bilateral) after declamping in both groups. After declamping and the end of the operation left serebral oxymetry values were also higher in the regional anesthesia group.
There was no significant difference between these two groups with respect to the operative complication rates, operation durations and cross-clamp durations
However postoperative complication rates were higher in the general anesthesia group (p=0.04). There was also no difference between these two groups in terms of their postoperative hospitalization durations, but ICU follow up durations were lower in regional anesthesia patients.

DISCUSSION AND CONCLUSION: Our study shows that the regional anesthesia method is preferable in CEA surgery because it has less ICU durations less mortality and complication rates. In addition, regional anesthesia method can also be prefered for a better neurologic assesment because of patients’ being awake during CEA surgery.

3.
Torasik Sempatektomi Cerrahisinde Anestezi Yönetimi: Retrospektif Klinik Araştırma
Anesthetic Management Of Thoracic Sympathectomy Surgery: Retrospective Clinical Trial
Ahmet Selim Özkan, Hakkı Ulutaş, Muharrem Uçar, Mustafa Said Aydoğan, Feray Erdil, Muhammed Reha Çelik, Mahmut Durmuş
doi: 10.5222/GKDAD.2015.142  Sayfalar 142 - 146 (966 kere görüntülendi)
GİRİŞ ve AMAÇ: Torasik sempatektomi, primer hiperhidrozis ve bazı vasküler hastalıkların tedavisinde uygulanan basit ve güvenilir bir yöntemdir. Daha önce torakotomi ile yapılan sempatektomi uygulamaları, artık minimal invazif cerrahi teknik olan video-yardımlı torakoskopik yöntemle yapılmaktadır. Bu retrospektif çalışmada, torasik sempatektomi uygulanan 84 hastanın anestezi yönetimini sunmayı amaçladık.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Etik kurul onayı alındıktan sonra 1999-2014 yılları arasında torasik sempatektomi uygulanan 84 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastalar ile ilgili bilgiler hasta dosyası ve anestezi kayıtlarından elde edildi.
BULGULAR: Torasik sempatektomi uygulanan hastaların yaş ortalaması 23,65±6.93 idi, 51'i (%60.7) kadın 33'ü (%39.3) erkekti. Operasyon süresi ortalama 86.01±42.31 dakika olarak kaydedildi. Hastaların 64'üne(%76.2) hiperhidrozis, 13'üne(%15.5) raynaud sendromu ve 7'sine(%8.3) refleks sempatik distrofi nedeniyle cerrahi planlandı. Cerrahi teknik olarak hastaların 11'ine(%13.2) açık torakotomi, 17'sine(%20.2) uniport VATS ve 56'sına(%66.6) 3-port VATS uygulandı. 73(%86.9) hastada komplikasyon görülmezken 8(%9.5) hastada postoperatif erken dönemde pnömotoraks, 2(%2.4) hastada uzamış hava kaçağı ve 1(%1.2) hastada ayakta geçici parestezi görüldü. Ortalama taburcu süresi 3.02±2.42 gün olarak kaydedildi.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Sonuç olarak, cerrahi yöntemlerdeki gelişmelere bağlı olarak torasik sempatektomi uygulamalarındaki komplikasyon, mortalite ve morbidite oranları, analjezik ilaç ihtiyacı ve operasyon süreleri azalsa da düşük riskli kabul edilen bu hasta grubunda intraoperatif yönetim ve postoperatif komplikasyonlar açısından dikkatli olunmalıdır.
INTRODUCTION: Thoracic sympathectomy is a simple and reliable method in the treatment of primary hyperhidrosis and some vascular diseases. Sympathectomy applications performed before thoracotomy are done with thoracoscopic procedure with video-assisted minimally invasive surgical techniques. In this retrospective study, we aimed to present the anesthetic management of thoracic sympathectomy performed on 84 patients.
METHODS: It was included 84 patients in the study perfomed thoracic sympathectomy in between 1999-2014 after obtaining ethical approval. Information about the patient were obtained from patient files and anesthesia records.
RESULTS: The average age of patients treated thoracic sympathectomy were 23.65 ± 6.93, 51(60.7%) were female and 33(39.3%) male. The average operative time was recorded as 86.01±42.31 minutes. Surgery was scheduled because of 64(76.2%) of the patients for hyperhidrosis, 13 (15.5%) of the patinets for Raynaud's syndrome and 7(8.3%) of the patinets for reflex sympathetic dystrophy. Surgical techniques were applied in 11 patients(13.2%) with open thoracotomy, 17(20.2%) patients with uniport VATS and 56(66.6%) patients with 3-port VATS. No complication was observed in 73(86.9%) patient, pneumothorax in the early postoperative period was seen in 8(9.5%) patients, prolonged air leak in 2(2.4%) patients, and transient paresthesia on foot in 1(1.2%) patient. The average discharge time was recorded as 3: 02 ± 2: 42 day.
DISCUSSION AND CONCLUSION: In Conclusion, in this group of considered low risk patients should also be careful in terms for postoperative complications and intraoperative management declined complications, mortality and morbidity rates, analgesic drug requirement and duration of the operation depending on the developments in surgical procedures in thoracic sympathectomy application.

4.
Cerrah Deneyimi Endoskopik Safen Ven Grefti Hazırlanmasında Komplikasyon Oranını Azaltıyor
Experıence of Harvester Decreases the Incıdence of Complıcatıons of Endoscopıc Veın Harvestıng
Cem Arıtürk, Murat Ökten, Ümit Güllü, Şahin Şenay, Fevzi Toraman, Hasan Karabulut, Cem Alhan
doi: 10.5222/GKDAD.2015.147  Sayfalar 147 - 151 (835 kere görüntülendi)
GİRİŞ ve AMAÇ: Endoskopik safen ven grefti hazırlanması (EVH) son yıllarda, bazı kliniklerde rutin olarak kullanılmakta olan ve postoperatif dönemde morbiditeyi azaltıp hasta memnuniyetini arttıran bir cerrahi tekniktir. Bu çalışmada, EVH programına yeni başlayan bir klinikte, uygulayıcıların deneyiminin süre, ağrı ve komplikasyon oranına etkisinin araştırılması amaçlanmıştır.

YÖNTEM ve GEREÇLER: Acıbadem Maslak ve Acıbadem Kadıköy Hastaneleri'nde Ekim 2012 ile Aralık 2013 tarihleri arasında safen ven greftleri (SVG); kapalı, karbondioksit insuflasyonu kullanılarak endoskopik yöntem ile (The VasoViewTM System, Maquet) hazırlanan 100 vaka kronolojik sıralamaya göre 2 gruba ayrıldı; grup I: ilk 50 hasta, grup II: son 50 hasta. Hastaların endoskopik teknikle hazırlanan SVGlerinin uzunlukları, toplam SVG hazırlanma süresi, postoperatif ağrı skorları, hematom-yara yeri enfeksiyonu gibi lokal bulguları ve gelişen diğer komplikasyonlar kaydedildi ve karşılaştırıldı.

BULGULAR: 74 erkek, 26 kadın hastanın yaşları 46-79 aralığında idi (61±9,1). Baypas yapılan ortalama koroner arter sayısı 3,4±0,9 iken vaka başına hazırlanan ortalama 40,6±13,7 cm. uzunluğundaki SVG için ortalama işlem süresi 61,2±30,7 dk. bulundu. EVH süresi, vaka sayısı arttıkça kısaldı; ilk 10 vakada EVH hızı 0,5 cm/dk iken son 10 vakada 0,99 cm/dk olarak saptandı. Hazırlanan SVGlerde ve işlem uygulanan ekstremitelerde saptanan komplikasyon oranı grup I’de, grup II’ye gore istatistiksel olarak anlamlı olacak şekilde yüksek bulundu (p; 0,006).
TARTIŞMA ve SONUÇ: EVH uygulamacısının deneyimi arttıkça, EVH uygulaması ile ilgili gelişebilecek komplikasyon oranlarının azalacağını düşünmekteyiz.

INTRODUCTION: Endoscopic saphenous vein harvesting (EVH) has been a routine technique in some cardiovascular surgery clinics, especially in U.S.A, and decreases the postoperative morbidity resulting in increased patient satisfaction. We aimed to evaluate the impact of experience of the surgeon/harvester on duration, pain and incidence of complications regarding EVH.


METHODS: 100 patients that had undergone EVH procedure by 2 separate harvesters with closed, carbondioxide insufflated endoscopic system (The VasoViewTM System, Maquet) during first time isolated or combined coronary artery bypass grafting surgery, in Acıbadem Maslak and Kadikoy Hospitals between October 2012 and December 2013 were divided into two groups in chronological order; group I: the first 50 patients, group 2: the last 50 patients. Safenous vein grafts’ (SVG) length, total harvesting times, postoperative pain scores, complications as hematoma and surgical site infections were recorded and compared.
RESULTS: 74 male, 26 female patients were aged between 46-79 (61±9,1). Mean number of coronary arteries bypassed was 3,4±0,9 and 40,6±13,7 cm.s long safen vein were harvested in 61,2±30,7 min.s. EVH duration decreased with time; for the first ten case 0,5 cm. of safen vein were harvested per minute while pace was 0,99 cm/min for the last ten patients. Complication frequency about harvested safen vein is statistically significantly higher in group I than in group II (p; 0,006).
DISCUSSION AND CONCLUSION: We suggest that experience in endoscopic vein harvesting results in decreased incidence of complications.

OLGU SUNUMU
5.
Venöz port yerleştirilmesinde kolaylaştırıcı “Tek insizyon, çift cep tekniği” – Olgu serisi
“Single incision, double pocket technique” to facilitate implantable chest port placement– Case series
Kazım Karaaslan, Ufuk Topuz, Tarık Umutoğlu, Mefkür Bakan, Erdoğan Öztürk
doi: 10.5222/GKDAD.2015.152  Sayfalar 152 - 155 (745 kere görüntülendi)
GİRİŞ ve AMAÇ: İmplante edilebilir venöz port (ICP) uygulamaları günümüzde yaygın olarak kemoterapi uygulama amacıyla yerleştirilse de, santral venöz yoldan parenteral nütrisyon, antibiyotik ve kan ürünü verilmesi ya da laboratuvar testleri için kan örneği almak amacıyla da kullanılmaktadır. Tanımlamış olduğumuz bu yeni teknik ile kısıtlı manipülasyon alanına rağmen sıkı kateter-rezervuar bağlantısı kolaylıkla sağlanabilmekte, aynı zamanda kateterde katlanma ihtimali de asgari düzeye indirilebilmektedir. Bu olgu serimizde, klasik yönteme adapte ettiğimiz üst cep uygulaması ile port rezervuar bağlantısını, portun cebe yerleştirilmesi işlemini daha kolay yapabildiğimizi ve işlemin sonunda sıkça gördüğümüz kateter katlanması gibi sorunlarla da karşılaşmadığımızı bildirmeyi amaçladık.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Çalışmamızda retrospektif olarak kemoterapi uygulanması amacıyla venöz port yerleştirilen hastalar incelenmiştir. Uygulanan tek insizyonun alt ve üstüne iki adet cilt altı cep oluşturuldu. Oluşturulan tünelden kesi yerine geçirilen uygun mesafede kesilmiş kateter rezervuar ile dışarıda birleştirildi. Rezervuar üst cebe alınmış durumda iken kılıf içinden kateter damar içine yerleştirildi. Rezervuar alt cebe alınarak önceden geçilmiş askı dikişleri ile sabitlendi.
BULGULAR: Tanımladığımız teknik ile ICP uygulanan 256 erişkin hasta incelenmiştir. Bütün prosedürler hematom, pnömotoraks ya da primer malpozisyon gibi komplikasyonlar olmadan tamamlanmıştır. En az 6 aylık takip süresi boyunca bir olguda ‘pinch-off’, bir olguda da yanlış kullanıma bağlı port disfonksiyonu görülmüş; hiçbir hastada kateter katlanması, port disfonksiyonu ya da kateter migrasyonu gözlenmemiştir. Yedi hastada infeksiyon nedeni ile port kateter çıkarılmıştır.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Çift cep yöntemi ile kateter ve rezervuar birleştirilmesinin oldukça kolay olduğu, iğne giriş ve rezervuar bağlantı yerinde katlanmanın olmadığı, uzun dönem kullanımda ise port disfonksiyonu problemlerinin minimal düzeyde olduğunu gözlemledik.
INTRODUCTION: Implantable chest ports (ICP) are implanted for central venous access to infuse mostly chemotherapy drugs and other medications. Here, we describe a new modification for single incision technique that facilitates the catheter–reservoir connection despite limited manipulation area. Additionally this modification decreases the possibility of catheter kinking rates.
METHODS: In this retrospective study we investigated patients who underwent ICP implantation for chemotherapy. Two pockets were made over and under a single incision. Catheter was cut into appropriate length and connected with reservoir at outside. Intravenous catheter placement was accomplished via peel away sheath when reservoir was at the upper pocket. Then reservoir was moved to lower pocket and fixated with the sutures that were inserted previously. This report describes the facilitation of catheter-port connection and reservoir implantation with the upper pocket that was adopted to the single incision technique.
RESULTS: Two hundred and fifty six patients who underwent ICP placement were evaluated. All procedures were uneventful and no procedure related complications like hematoma, pneumothorax, or primary malposition were observed. We didn’t observe kinking or port migration with this modification including ICP’s with at least 6 months or longer follow up except a ‘pinch-off’ and a port dysfunction due to incorrect use. Seven of our patients were suffered from port infection and ICP’s were removed.
DISCUSSION AND CONCLUSION: This double pocket technique facilitates manipulations and has no kinking at the puncture and reservoir connection sites during implantation and minimal port dysfunction rates in long term follow up. Further studies needed to evaluate the advantages of this technique.

LookUs & Online Makale